Sonsuza kadar Atamızın işaret ettiği yerdeyiz


İstanbul Yelken Kulübü

İstanbul Yelken Kulübü 1952 senesinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yelken ihtisas veya güncel adıyla yelken uzmanlık kulübüdür. Fenerbahçe’deki tekne barınağının arkasında, yelken sporuna çok yakışan, o rüzgârlı burunda olmasının da sebebi çok özeldir. Büyük önderimize, bu burunda “Cumhurbaşkanlığı Köşkü yapalım” teklifi götürülmüş, o da “Hayır burası su sporları merkezi olmalı” demiştir. Bu sözden dolayı kulüp de hep “Atamızın işaret ettiği yerdeyiz” sloganını kullanmıştır. 

Batı kültüründe yelken kulüplerinin temelleri çok daha eskilerde atılmışken, cumhuriyetimizde ancak 30 sene sonra böyle bir kulüp kurulmuştur. Değerli spor yazarı büyüğümüz Özcan Özyemişci bu gecikmenin sebebini yaşam tarzımıza bağlar: “Uzun asırların dinsel ve politik niteliğinin oluşturduğu romantik, statik, temaşayı ön planda tutan durgun, geleneksel eski hayat tavrımız, sporu ve ihtisası (uzmanlığı) düşünmemizi engellemiştir” der.

Başkanlığım sırasında kürsedeyim, 2002

 

Kısaca yelken kulüpleri tarihimizi özetleyerek konuya girmek isterim. Osmanlı’da yelken kulüpleri sadece levantenlerin spor yaptığı kulüplerdi. 1933 senesinde Başvekil Refik Saydam, Almanya’da yelkende büyük başarıları olan Galatasaraylı Demir Turgut Ağabeyimize “Yelken sporunu Halkevleri’ne sokun ve yaygınlaştırın”  talimatını verir. 

Atatürk 1935’te cumhuriyetin ilk deniz kulübü olan Moda Deniz Kulübü’nün (MDK) kurulması görevini Celal Bayar’a verir. Bu kulüp Demir Turgut’un yanına üç sporcuyu (Behzat Baydar, Şeref Birgen ve Harun Ülman) ilave eder. Bu dört kişilik ekip de 1936 Olimpiyatları’nda ilk defa ay yıldızlı bayrağı yelken sporunda dalgalandırırlar. 1936 senesinin sonunda MDK, Yaz Olimpiyat Oyunları’na sporcu gönderen ilk Türk kulubü olarak Kral VIII. Edward’ı ağırlar. 

Kurulduğu sene annem, dedem, Sevil Alpaslan Ülgür ailesi kulübün önünde

 

2. Dünya Savaşı yılları, insanları spordan çok geçimleri ile ilgilenmeye zorlar. Olimpiyat yolunu yelkende açan bu dört büyüğümüz de yanlarına Burhan Kunt Ağabeyimizi alarak yeni bir kulüp kurmaya karar verir. Moda Deniz Kulübü’nün tam karşısında Fenerbahçe’deki tekne barınağının arkasını seçerek yelken sporuna çok yakışan, o rüzgârlı burunda İstanbul Yelken Kulübü’nü kurarlar. Büyük önderimize, bu burunda “Cumhurbaşkanlığı Köşkü yapalım” teklifi götürülmüş, o da “Hayır burası su sporları merkezi olmalı” demiştir. Bu sözden dolayı kulüp de hep “Atamızın işaret ettiği yerdeyiz” sloganını kullanmıştır. 

Binanın temeli atılırken hayırlı olsun diye kurbanlık bir koyun getirirler. Burhan Kunt Ağabeyimiz “Bu güzel hayvanı kesip kan akıtmayın, bekleyin ben balığa çıkayım” der. O gün yakaladığı bütün balıkları temele döker ve “Burası deniz sporları kulübü, buraya balıkla temel atılır” der.

Delikanlılık çağımda çarşamba gençlik partilerini ve cumartesi müzikli akşamlarını dans etmek için sabırsızlıkla beklerdik. Cumartesi akşamları kulüpte ilk defa sahne alan sanatçılar saymakla bitmezdi. Münir Nureddin Selçuk burada konser verdi. Ajda Pekkan, Nükhet Duru, Erol Evgin, Ercan Turgut bu kulüpte ilk defa sahne aldılar. Hepsiyle yeni yıllara girdik, bol bol dans ettik. Her sene cumhuriyet balomuz, kuruluş balomuz, kabotaj kutlamalarımız, yelken sezonu açılışımız ve hepimizin gururla yürüdüğü resmî geçitlerimiz olurdu. Her yaz tekrarlanan maskeli kıyafet balolarımızda ağabeylerimizle, ablalarımızla beraber unutulmaz eğlenceli anlar yaşardık.

Kulüpte yemek Muzaffer Kurtul, Cem Gürsoy ve Çetin Döker ile

 

Yarışlardan sonra kulübe döndüğümüzde elimizi iki tekne gibi yapıp, onlarla nasıl tramola attığımızı, nasıl geçtiğimizi veya geçildiğimizi tartışırdık. Bunlar işin iyi tarafları, bir de üzücü yönü var. Kalamış Koyu’nun berrak, pırıl pırıl olan sularının kaybolmasını, güzel koyumuzun yok oluşunu hüzünlü bir şekilde bu kulüpten izledik. Çocukken dipteki balığı sandaldan görüp yakaladığımız, istiridyeleri çıkardığımız mendireğimizin yok oluşunu da yine buradan gördük. Elimizden bir şey gelmedi ama bizden sonraki nesillere bu güzellikleri taşıyamadık. Utanç hem bizim hem de bizim seçtiğimiz yöneticilerimizin.

Gelelim kulübün öncülüklerine... 

İstanbul Yelken Kulübü ilk kez Kalamış Koyu-Adalar rotasından ayrılıp, Gölcük İstanbul Donanma Yarışı’nı yapmıştır. İlk defa yarışan filoyu Marmara’dan çıkarıp İstanbul-İzmir Yarışı’nı yapan kulüptür. Bu günkü Türkiye Açıkdeniz Yarış Kulübü ve Deniz Kuvvetleri’nin Aşağı Yarışı bunun devamıdır.

İlk Cumhurbaşkanlığı Yarışı, ilk İstanbul Belediye Başkanlığı Yarışı, hep bu kulüp bünyesinde yapılmıştır. Kulübü ziyaret eden Cumhurbaşkanları Celal Bayar, Kenan Evren, Fahri Korutürk, Turgut Özal ve Abdullah Gül burada yarış izlemişler, startlar ve kupalar vermişlerdir.

İlk dünya turu yapan amatör denizcimiz Sadun Boro da bu kulübün sporcusudur. “Muhteşem dörtler” dediğimiz Athar Beşpınar, Ata Nutku, Cafer Seyfioğlu ve Harun Ülman bu kulübün üyeleridir ve yelken sporunun ülkemizde yaşamış en büyük öncü tasarımcılarıdır. 

İstanbul Yelken Kulübü senelerce Yaz Olimpiyat Oyunları’na en çok sporcu ve yöneticiyi gönderme başarısını göstermiştir. 

Yetmiş yaşındaki bu delikanlı daha nice seneler sporumuza hizmet edecek ve her zaman politikadan uzak kalıp sadece özdeşleştiği yelken sporumuzun hizmetinde olarak Atamızın işaret ettiği yerde büyüyecektir.

1955 senesi annem ve babamla, babamın İstanbul şampiyonluğu kutlaması