Sarı bacalar ona emanet


Turgay Noyan'ın Sinem Dedetaş ile yaptığı 2020 tarihli söyleşiyi sunuyoruz.

Bu yazı, Naviga’nın Şubat 2020 tarihli 197. sayısında yer almıştır. 
 
İstanbul denince akla ilk gelen simgelerden biri ‘İstanbul Vapurları’ ve onun güzelim ‘çift çıpalı ay yıldızlı’ sarı bacalarıdır. Vapurların yanaştığı Beşiktaş ve Kadıköy’deki gibi kişilik sahibi iskeleler de şehrin o tabloyu tamamlayan simgeleri arasındadır… Şimdilerde o gemiler ve iskeleleri yani ‘İstanbul Şehir Hatları İşletmesi’ bir cumhuriyet kadınına emanet. Sinem Dedetaş, denizcilik camiasının içinden gelen, girişimci bir gemi inşa mühendisi. Aynı zamanda Gemi Mühendisleri Odası’nda Yönetim Kurulu Başkanlığı yapmış bir yönetici.
YAZI VE FOTOĞRAFLAR : TURGAY NOYAN
 
Dedetaş’la başında olduğu kuruluştan başlayan ve bizim de içinde bulunduğumuz amatör denizcilik camiasına kadar uzanan geniş bir söyleşi yaptık. Söyledikleri İstanbullular için de, biz denize gönül verenler için de umut verici.
 
Şehir Hatları ile ilgili ilk bakışta neler söylersiniz? Neler buldunuz?
Şirketi Hayriye’den bu yana tüm İstanbulluların bildiği ve halkla teması çok yüksek bir şirket. Geldiğimizde şöyle bir manzara ile karşılaştık. Şirket zaman içinde küçülmeyi tercih etmiş. Gemiler bazı belediyelere verilmiş, kullanılmaması tercih edilmiş. Dolayısı ile eski şaşaalı devirler yavaşlayıp geride kalmış. Yine de çok kötü durumda değil tabii… 28 gemimiz var. Bunlardan dördü İstanbulluların pek sevmediği double ended (baş kıç bir, çift yanaşmalı) tipler. Üç tanesi Haliç motorları. Geriye klasik tip 21 gemi kalıyor. Elde avuçta olan onlar. En son Paşabahçe vapuru Beykoz Belediyesi’ne verilmiş söküme gidiyordu, gazetede görünce istedik sağolsunlar üst yönetim
de yardımcı oldu, parçalanmaktan kurtardık. Şimdi yeniden toplayıp şehre kazandıracağız. Buradan Şehir Hatları’nı nostaljisi ile olabildiğince yenilemeye toparlamaya başladık.
 
Yeni gemi gelecek mi?
Gemi teknolojisi çok değişti. Yeni nesil yeşil gemiler… Burada hedefimiz sürdürülebilirlik altında eski nostaljiyi yeni teknolojilerle birleştirmek.
 
Ben fanatik klasik vapurcuyum.
Beni de o listeye ekleyebilirsiniz. O nostaljiye dokunmamak lazım. Ama her şey değişiyor, gelişiyor. Biz de buna adapte edeceğiz. Elbette geliştireceğiz. Ancak doğrusunu isterseniz elimizdeki bu tekneler, üst üste konularak zaman içinde mükemmelleştirilmiş bir tasarım. “Neden insanlar bu kadar seviyor?” diye düşündüğünüzde bunun sadece alışkanlık olmadığını görüyorsunuz. Herkesin estetik duyusuna hitap ediyor. Üzerinde oynayacak bir şey yok. Tabii ki su hattının alt kısmı yolcuyu değil bizi ilgilendiriyor. Hem çevreci hem ekonomik olmalı.
 
 
Bunun için adım attınız mı?
İlk olarak elimizdekileri elden geçiriyoruz. Örneğin, Haliç motorlarının güvenlikle ilgili değil, basık olmalarından kaynaklanan koku problemleri var. Haliç Tersanesi’nin ürettiği son gemiler. Onları elektrikliye çevirmek için fizibilite çalışmaları yapıyoruz. Onlardan başlayabiliriz.
 
İskeleler ne durumda?
Şirketin önemli bir ayağı. Yolcuyla temasın olduğu bir nokta. Onların etkin şekilde yaşamın içine girmesini istiyoruz. “Neden iskeleler gece kapalı?” diye talepler de alıyoruz. Deniz kültürünü geliştirelim demek sadece sözle olmuyor. Buraları yaşamın içine çekerek başlayabiliriz.
 
İskele sayısını artırma niyetiniz var mı? Özellikle de Boğaz’da çapraz
geçişler için.
Yeni hatlar planlıyoruz. Zaten Başkan’ın programında deniz payının artırılması var. Bu iş entegre olmak zorunda. İskelelerle metro, otobüs, minibüs, tramvayı entegre ederek denizin payını nasıl artırabiliriz deyince bu toplu bir çözüm arayışı için çalışmalar sürüyor. Boğaz’a gelince Rumelihisarı’ndan Beşiktaş’a kadar o arada dik geçişlerin sağlanması için çalışmalar var. Arabalı vapur da düşünülenler arasında. Tabii her şey bütçe ile ilgili.
 
Bütçe deyince bir hususu soracağım. Sizin paydaşlarınız Turyol, Dentur ve Mavi Marmara’nın önceki dönemden başlayan ve bildiğim kadarıyla gitgide büyüyen bir sıkıntısı var. Belediyeden para tahsil edemedikleri için gemisini satanlar olduğunu duyuyoruz. Bu şirketlerin durumu nasıl?
Evet geçmiş dönemden devreden bir takım birikimler var. Ancak bizim dönemimizde yapılan ödemelerle azaldığını söyleyebilirim. Bununla ilgili belediye de bir çalışma yapıyor.
 
İskelelere tekrar dönmek istiyorum. Biz amatör denizcilerle ilgili. Bir amatör denizci herhangi bir dostunu, misafirini şehrin herhangi bir noktasında ne alabilir ne indirebilir. Marinalarda bu iş için dövizle ücret alınıyor.
Bizim iskeleler 50 TL.
 
Bizim teknelerimiz ticari değil ki 50 lira da çok. Misafiri, eşi dostu için yanaşacak. Belki de tek bir kişi için. Neler yapabiliriz?
Elbette iskelelerin bir maliyeti var. Tamamen ücretsiz olması düşünülemez. Ama söylediğim gibi biz buraların yaşam mahalli olması için adımlar atacağız. Trafiği, güvenliği aksatmadığı sürece neler yapılabilir bir bakmak lazım. Bunu için de bir çalışma yaparız. Buna “Amatör tekne iskele düzenlemesi” diyelim. 
 
Aslında amatör denizcilerle ilgili pek çok sorunumuz var.
Biliyorsunuz Denizcilik Çalıştay’ı yaptık. Bunun detayları için çalışma grupları tespit ettik. Deniz Kültürü Komitesi’nde bunları görüşelim. İnsanları denizci yapacaksak, semt iskeleleri, semt rampaları gibi işleri en başta halletmeliyiz. Bunun için çalıştayda detayları belirler, çalıştay çıktısı olarak sunar, bütçesini çıkarız.
 
Son olarak çevreci gemileri sormak istiyorum.
Elektrikli tekneler kaçınılmaz. Artık çevreye zarar vermeyecek, suyumuzu kirletmeyecek modeller üzerinde çalışmalıyız. Optimum yolcu sayısı dahil elimizde pek çok veri var. İlk başta söylediğim gibi silueti bozmadan, fazla büyüğe kaçmadan en rantabl modeli üretmeliyiz. Belki bunda paydaşlarımızla da aynı modellere gidebiliriz. Çünkü onların da maliyet problemleri var. Buna da bütüncül bakmak zorundayız.
 
Son olarak neler söylemek istersiniz?
İstanbul’un denizi çok büyük. Biz ne kadar her yere ulaşmaya çalışsak da gözümüzden kaçan, fark edemediğimiz, göremediğimiz pek çok şey olabilir. Bize ne kadar çok geri dönüş olursa, o kadar iyi. Hatta gelsinler birlikte tartışalım, zaten sorunun sahibi aynı zamanda çözüm önerilerini de birlikte sunuyor. Bu destekler bizim farkındalığımızı artırıyor. Denize gönül verenlerin seslerini daha
çok duymak istiyoruz. 
 

Şehir Hatları’nın amatör denizcilerin bağlama yapmadan sadece misafirlerini indirip bindirebileceği Boğaz’da 21, merkezde 11, Adalarda dört, Haliç’te yedi iskelesi var.

Şubat 2020, Sayı 197