Muhteşem başarıya muhteşem karşılama


Erkan Gürsoy, 23 Ocak 2015 Cuma günü Çanakkale’den yurda girişinde bu başarısına yakışır bir törenle karşılandı.

Yazı: Turgay Noyan

Naviga'nın Şubat 2015 sayısında yayınlanmıştır.

Türk Amatör Denizciliği’nin önemli isimleri de karşılama için Çanakkale’ye gelenler arasındaydı. Başlarında denizciliğimizin efsane ismi Sadun Boro olmak üzere yelkenle dünya turu yapmış yelkencilerimizden Haluk Karamanoğlu, Amatör Denizcilik Federasyonu 2. Başkanı Teoman Arsay, Turgay Noyan ve Meriç Köyatası, Erkan Gürsoy’u kardeşi Mehmet Gürsoy’la birlikte denizde tekne ile karşıladılar. Türk sularına girişinde sahil güvenlik birimlerinin karşıladığı ve Sahil Güvenlik Grup Komutanı SG Albay Hasan Tunay’ın bir SG şapkası hediye ettiği denizciye Çanakkale Marina’ya kadar İÇDAŞ Yelken Kulübü yelkencileri eşlik etti. Karada ise Çanakkale Vali Yardımcısı Cemal Yıldızer, Belediye Başkan Yardımcısı Ali Sürücü, Boğaz Komutanlığı Kurmay Başkanı Deniz Kurmay Albay Yusuf Ergin, İÇDAŞ Spor Kulübü Başkanı Fuat Erkan Tekin, Yelken Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Şehnaz Doğruyol ve genç sporcuların bulunduğu kalabalık bir topluluk karşıladı.

Gazetecilerin “Yolda zorluklarla karşılaştınız mı?” sorusunu atlattığı onca badireyi normalmiş gibi değerlendirerek “Yoo hiçbir anormallik yoktu” diye cevaplayan 67 yaşındaki denizci sözlerine şöyle devam etti: “Denize çıkarken nefes darlığı çekiyordum. Şimdi hiçbir şey kalmadı. Aranızda sağlık sıkıntısı çeken varsa denize çıkmasını öneririm. Bu yıl Kuzeybatı Geçidi nedense en zor yıllarından birini yaşadı. Zaten buzullar hiçbir zaman tamamen açılmaz ama bu yıl batıdan doğuya doğru geçebilen tek amatör tekne ben oldum. Doğudan batıya geçmek için hamle yapan 13 tekne vardı. Onların da 10 tanesi geri dönmek zorunda kaldı. Doğudan batıya doğru sadece üç tekne geçebildi. Çanakkale’de, İÇDAŞ Yelken Kulübü’nün misafiri olarak üç gün dinlenecek olan Erkan Gürsoy daha sonra 8. CNR Avrasya Boat Show için İstanbul’a doğru yola çıkacak. Gürsoy’un daha sonraki programı şöyle: Gürsoy, Çanakkale’den sonra İstanbul’a kendisini misafir edecek olan West İstanbul Marina’ya gidecek. Burada Altan Girl karaya alınarak altı temizlenecek, zehirlisi tazelenecek. Fuarda ziyaretçilerin tekneyi olduğu gibi görebilmelerini sağlamak için teknede hiçbir tamir işi yapılmayacak. Fuar süresince teknesi Altan Girl’ün yanında ziyaretçilere eşlik edecek olan Erkan Gürsoy, bir de anılarını paylaşacağı geniş katılımlı sunum gerçekleştirecek.

Sadun Boro Turgay Noyan’a neler söyledi: “Bu tekne Rahmi Koç Müzesi’ne çok yakışır”

Erkan Gürsoy’un adım adım tüm hikayesini Naviga okuyucuları çok yakından biliyor. Son yaşadıklarımızı da okuyucularımızla paylaşmak istiyorum. Sadun Boro ağabeyimiz sık sık bize uğrar, fikirlerini, eleştirilerini söyler. Yaklaşık bir ay önce geldiğinde Erkan Gürsoy’un gelişinin yaklaştığını ve bu konuda nasıl bir hazırlığımız olduğunu, neler düşündüğümüzü sordu. Sonra da “Bu çocuk kimsenin yapmadığı bir işi başardı. Okuyanların bilmesi yetmez, onu tüm Türkiye tanımalı, gelişinde de ona yakışır bir karşılama yapalım” dedi. Onun bu işaretinden sonra kolları sıvadık. Fakat önemli bir zorluğumuz vardı, çünkü Gürsoy’la ancak bir limana girebildiğinde irtibat kurabiliyorduk. Sonunda fuarda teknenin sergilenmesi konusunda “olur”unu aldık. Önce bu fikrimizi DENTUR Yönetim Kurulu’ndan Murat Bekiroğlu dostumuzla paylaştık, çok heyecanlandı, sonra da CNR CEO’su Cem Şenel’le yaptığımız toplantıda Altan Kız’ın onların sponsorluğunda fuarda sergilenmesi konusu kesinleşti. Fakat işler bununla bitmiyordu. Gürsoy, Çanakkale’den yurda girecekti ve karşılama orada yapılmalıydı. Tüm imkanlarımızı seferber ettik. Cahit Üren dostumuz bahriyelilerimize ulaştı, ben basındaki dostlarımızı ayaklandırdım ama bütün bunlar kafi değildi. Derken imdadımıza İÇDAŞ Spor Kulübü yetişti. Çanakkale’de faal bir yelken okulları vardı. Önce halkla ilişkilerden Yavuz Rençberler’e onun vasıtasıyla da Yönetim Kurulu Üyesi Şehnaz Doğruyol’a ulaştık. Sonrası bizler için inanın rüya gibi geçti. İÇDAŞ resmi erkandan, Atatürk Anıtı’na kadar hemen her şeyi öylesine güzel organize etti ki, Erkan Gürsoy, yaşadıklarını “Şurada bana yaşatılanlar bütün zorlukları unutturdu. Hayatımda böyle bir onur yaşamadım” diye özetliyordu. Bu organizasyon için İÇDAŞ mensup ve yetkililerine kalpten teşekkürler. Bir teşekkür de bizimle yan yana koşturan Milliyet gazetesinden meslektaşım, kardeşim Gökhan Karakaş’a… Erkan Gürsoy’u Çanakkaleli dostlarımıza emanet edip dönerken Sadun Ağabey’le trafiğe de takılınca çok uzun bir yolculuk yaptık. Tüm yolculuk boyunca tek konu Gürsoy ve İÇDAŞ’lı dostlarımızdı. Bir ara beni çok duygulandıran şu sözleri söyledi: “Bak şu anda benim için önemli çok önemli iş yapmış iki denizci, iki adam var. Bunlardan biri Erkan Gürsoy, diğeri ise Erden Eruç… Altan Girl, İstanbul’dan bir daha ayrılmamalı. O Kanada’da bir Türk teknesi olarak bir Türk’ün elinde doğdu, şimdi rüştünü ispatlayarak o Türk’le birlikte kendi vatanına kadar geldi. Bu tekne Rahmi Koç Müzesi’ne çok yakışır. Neden dersen, çok özgün, çok önemli bir iş başarmış ve tam anlamıyla bizim… İnan bana yer yoksa benim teknemi çıkartıp onu koysalar, şu kadar üzülmem… Erden Eruç da öyle, adam kürekle dünyanın tüm okyanuslarını gezdi. Şimdi onun teknesi de bizimkilerin yanında sergilenmeyi hak etmiyor mu?” Bu sözün üstüne söyleyecek bir sözüm yok… Takdir en başta Sayın Rahmi Koç olmak üzere sizlerin…