Karayiplerde bir dost
15 yıldır bu ada ülkesinde yaşayan Arzu Gould, yolu Karayiplere düşen tüm denizcilerimize kucak açıyor.
Dünya turuna çıkan Türk denizcileri yakından takip etmek işimizin gereği. Ve biz bu işi çok severek yapıyoruz. Nitekim hemen hepsiyle mutlaka röportaj yaptığımız ve iletişimimizi hiç koparmadığımız için haber amaçlı başlayan bu ilişkilerimiz, bir süre sonra dostluğa dönüşüyor. Ve -bulan aklıyla bin yaşasın- Instagram sayesinde gittikleri her yeri bizler de onlarla geziyor, dünyanın bir ucundaki maceralarına ortak oluyoruz. Bizim gibi takip edenler bilir. Son zamanlarda dünya seyahatindeki Türk denizcilerimizin ortak uğrak HAVUZLUK SOHBETLERİ noktası Karayiplerdeki küçücük ada ülkesi Antigua ve Barbuda başladı. Bu fotoğrafların tümünde bir ayrıntı dikkatimizi çekti. Gezginlerimizin, Türklere vize uygulamayan ve keyifli yaşantısıyla denizcilere kucak adan bu sevimli ada ülkesinden paylaştıkları fotoğraflarda yanlarında bir Türk kadını, Arzu Gould da vardı. Başta onu da bir gezgin sandık. Ancak farklı zamanlarda farklı gezginler Antigua ve Barbuda’dan birlikte fotoğraflarını paylaşınca anladık ki Arzu Gould gezgin değil, resmen bu adada yaşıyordu. İyi de bir Türk kadınının yolu nasıl olmuştu da bu küçücük ada ülkesine düşmüştü? Biz de merak ettik, peşine düştük ve Frenzy teknesinden Tuba Orhun sayesinde Arzu Gould’a ulaştık. İşte Arzu Gould’un Trabzon’dan başlayıp Karayiplerdeki Antigua Barbuda’da devam eden ilginç hikayesi.
Sizi tanıyabilir miyiz?
1971 Trabzon doğumluyum. Annem Rize’nin Fındıklı, babam da Trabzon’un Akçaabat ilçesinden. İlkokul, ortaokul ve lise öğrenimimi Trabzon’da tamamladım. 1988 senesinde Ankara Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dil Bilimi Bölümü’ne başladım. Kendimi kısaca tarif etmem gerekirse, 50 senelik hayatıma üç meslek, iki evlilik, iki çocuk ve bir sürü seyahat, macera, dostluk, eğlence, hüzün ve öğrenim, kısaca birbirinden çok değişik birçok hayat sığdırdım.
Türkiye’den ne zaman ve neden ayrıldınız?
Türkiye’den ilk olarak Ağustos 1999’da ayrıldım. Dünyayı gezmek, değişik kültürler görmek ve eğlenceli bir hayat yaşamak istiyordum. 1998’de Türkiye de kumarhaneler kapanmıştı ve bu hep ertelediğim yurt dışına çıkma kararımı doğrudan etkilemiş oldu. Hedefim Amerika’daki yolcu gemisi şirketlerinden birinde krupiye olarak (kumarhanede) çalışmak ve bu sayede birçok kültürle tanışma ve değişik tecrübeler edinme şansını yakalamaktı.
Antigua Barbuda’ya yolunuz ne zaman ve nasıl düştü?
Antigua’ya yolum ilk olarak oğlumun doğumundan sonra düştü. Eşim Rowan, Antigua ve Barbuda vatandaşıdır. O da gemide çalışıyordu ve orada tanıştık. Çalıştığım gemilerle pek çok Karayip Adası’na gitmiştim ama Antigua’yı henüz görmemiştim. Oğlumuz doğduktan iki ay sonra ilk kez gördüm. Temmuz-ağustos 2001’de Deniz üç aylıkken, eşimin ailesini ziyarete geldik.
Orada yaşamaya ne zaman başladınız?
Buradaki hayatımıza Temmuz 2006’da başladık. Oğlum beş yaşına gelmişti ve okula başlamadan önce farklı ırk, kültür ve dillere sahip ailemizin hep birlikte mutlu olabileceği bir yere yerleşmemizin daha doğru olacağına karar vermiştik. Bu arada, eşim ülkesinden 15 senedir uzakta, gemilerde çalışmaktaydı ve o da artık karada, yerleşik bir hayata geçmeye hazırdı.
Şu an ne iş yapıyorsunuz?
Şu anda 5 yıldızlı bir tatil köyünde IT Müdürü olarak çalışıyorum. Burada eklemeliyim 2002-2003 senelerinde aldığım özel bir eğitim ve sınavlardan sonra IT (enformasyon teknolojileri) sektörüne geçiş yapmış ve Türkiye’de Microsoft da dahil olmak üzere birkaç IT firmasında çalışmıştım. Antigua’ya geldiğimden beri, burada da IT sektöründe çalışmaya devam ettim.
Ülkedeki tek Türk
Antigua-Barbuda Adası’ndan ve oradaki hayattan biraz bahsedebilir misiniz?
Antigua ve Barbuda 440 kilometrekarelik yüzölçümüyle aslında oldukça küçük bir ada ülkesi. Antigua’nın en yüksek noktası 400 metre civarında çok eski bir volkanik krater kalıntısı. En popüler turizm sloganları “Yılın her günü için ayrı bir plaj”. Çünkü 365 farklı plajı var. Yaklaşık 98 bin nüfusu olan adada, nüfusun çoğunluğunu 15 yüzyıldaki köle ticaretiyle Bati Afrika kıyılarından buraya getirilmiş olan siyahi Afrika kökenli insanlar oluşturur. Geri kalanlar çoğunluğu da İngiliz olan Avrupalılar (ada 1981 yılında İngiltere Kraliçesi tarafından bağımsızlıkları verilene kadar İngiliz toprağı sayılıyordu). Hristiyan Suriyeli ve Lübnanlılar da hatırı sayılır azınlık bir grup burada.
Kültüründe farklılıklar var mı? Siz alışmakta zorluk çektiniz mi?
Tabii ki çok büyük kültürel farklılıklar var. Ben aslında değişik kültürlere aşina, farklı değerlere anlayışlı, saygılı ve toleranslı biri olmama rağmen bazı şeylere alışmakta zorluk çektim gerçekten.
Adada başka Türk var mı sizin gibi? Onlarla görüşüyor musunuz?
Maalesef adada benden başka yaşayan Türk yok. Burada geçici bir dönem yaşayan birkaç Türk olmuştu ama çok kısa sürdü.
Adaya ne sıklıkta Türk ziyaretçi geliyor?
Doğrudan Türkiye’den buraya otellere kalmaya gelen yok denecek kadar az. Gelenler de daha ziyade yabancı eşi olan Türk asıllılar ya da İngiltere ve Amerika da yaşayan Türkler. 12 sene kadar önce burada tanıştığım ilk Türk denizci, Aysun Kaptan’dı. 2009 yılında tam Noel öncesi Bodrum’dan yola çıkıp Atlantik’i geçmişlerdi.
Antigua Barbuda, dünya seyahati yapan Türk yelkencilerin de uğrak noktası. Oraya gelenler sizi nasıl buluyorlar? Ya da birbirinizi nasıl buluyorsunuz?
Aslında sanırım Antigua, Türk yelkenciler için daha ziyade son yıllarda popüler oldu. Zira ben 2009’da Aysun Kaptan ile tanıştığımdan beri ilk kez 2020 yılında Türk denizcilerle tanışmaya başladım burada. Birbirimizi nasıl bulduk? Markette birinin “Patates, soğan” dediğini duydum ve benim için Antigua’da yeni bir dönem başladı.
Adalara gelen Türkler sizinle karşılaştıklarında şaşırıyorlar mı? Tepkileri ne oluyor?
Evet şaşırıyorlar açıkçası… Hele de burada 15 yıldır yaşadığımı öğrenince, Antigualı eşimi ve melez çocuklarımı görünce. En çok şaşıranlar genelde otellere gelen ya da yolcu gemileriyle seyahat edenler. Denizciler zaten gezmiş görmüş ve ufku açık insanlar olduklarından onlar o kadar çok şaşırmıyorlar ama önceden bilmediklerinden güzel bir sürpriz oluyor.
Bugüne kadar hangi gezginler ziyaret etti adayı?
Gezgin olarak benim şimdiye kadar tanıştıklarım Fatih Aksu (Blue Horizon), Tuba ve Markus Burock (Frenzy), Arzu Özen ve Emre Erduran (Mercan). Eminim daha önceki yıllarda hiç haberim olmadan adayı ziyaret etmiş birçok Türk gezgin olmuştur.
Türklere vize yok
Ada, yelkenciler için kolaylıklar sunuyor mu? Ziyaret etmek kolay mı?
Çok. Öncelikle belirtmeliyim Türklere vize uygulanmıyor. Antigua’nın tek gelir kaynağı turizm ve bunun bir kısmı da denizcilikten geliyor. Her yıl düzenlenen Classic Yacht Regatta ve Sailing Week gibi büyük ve uluslararası organizasyonlar haricinde birçok ufak çaplı yarışlar ve organizasyonlar da var. Mesela Boat Show her sene kasım ayında yapılır. Çok da eğlenceli geçer. Her sene aralık ayında Portekiz kıyılarından başlayarak Atlantik’i kürek çekerek geçenlerin yarıştığı Talisker Whisky Atlantik Rowing Challenge da yelken olmasa bile başka bir deniz etkinliği. Ayrıca 2019 Optimist Dünya Şampiyonası da Antigua’da yapıldı. Antigua’da yaklaşık 10 tane marina ve demirlemek için uygun onlarca güzel koy var.
Adaya yakın olan ve tekneyle gidilebilecek çok yer var mı?
Hep Antigua diye konuştuk ama burası Antigua ve Barbuda adalarından oluşan bir devlet. Barbuda, Antigua kadar gelişmemiş ve bu sayede de doğal bakirliği ile eşsiz tecrübeler sunan bir ada. Onların haricinde Antigua’nın etrafında görülebilecek ufak adalar da var. Ayrıca Monserrat Adası bize çok yakın, sadece 30 mil ama hem İngiltere vizesi istiyor hem de aktif yanardağ olan ve demirleme ve marina imkanları çok olmayan bir ada. Bu bölgede adalar birbirinden çok uzak değil, özellikle Doğu Karayiplerde.
Sizin denizcilikle ilginiz var mı?
Benim denizciliğe en yakın halim Antigua’ya yerleşmeden çok önce yolcu gemilerinde çalıştığım dönemler oldu. Gemideki görevim kumarhane krupiyeliği idi bu arada. Yanlış anlaşılmasın; dansçılardan, garsonlara ve sanat eserleri müzayedecisine kadar gemide çalışan herkesin en temel anlamda denizci (seaman) olması gerektiğinden gemiyle ve güvenlikle ilgili her şeyi öğrenmemiz ve testleri başarıyla geçmemiz gerekirdi. Yani geminin 15. güvertesinden can salını suya indirmeyi ve çalıştırmayı da öğrendik. Hatta şansıma, ilk çalıştığım gemide yangın çıkmıştı ve biz bütün yolcuları Jamaika açıklarında gemiden tahliye edip, sonra gemiyle Alabama’daki tersaneye gitmiştik. Antigua’da okul çağı çocuklarına yelkencilik eğitimi de yaygın ve oğlum küçükken okul sonrası aktivitesi olarak giderdi. Yelkenciliğe en yakın olduğum zamanlar arkadaşların yelkenlileriyle açıldığımızda talimatları dinleyip, terimleri öğrenerek kaptana yardımcı olmak ile sınırlı. Yani kendime denizci diyemem ama teknede gereken ve bana verilen görevleri itina ile yaparım.
Türkiye’ye gelebiliyor musunuz?
Maalesef istediğim kadar gelemiyoruz. Aslında hep her sene en az bir kere senelik iznimde gelmeyi düşünüyorduk fakat evdeki hesap pek çarşıya uymadı. Türkiyeme hasretim. Su COVID çılgınlığı kontrol altına alınıp, seyahat etmek güvenli hale gelir gelmez, uzun bir Türkiye tatili yapacağım inşallah.