İki deli yürekle Dublin’den İstanbul’a kürekle


Kanoyla Dublin'den İstanbul'a macerası, 25 Nisan Cuma günü Üsküdar sahilinde tamamlandı.

Güncelleme 
26.04.2025
 
 
21.04.2025
5 Eylül’de yola çıkan İrlandalı ikili ve projeye yolda katılan arkadaşları Ryan Fellon, 21 Nisan'da Türkiye sularına giriş yaptı. İstanbul'a ulaşmalarına sayılı günler var. Naviga'nın Mart 2025 sayısı için görüştüğümüz Johnny Coyne ve Liam Cotter, 226 günün ardından Türkiye sularına ulaştı. İstanbul için öngördükleri tarih ise 26 Nisan. 
***
Kayakla (kano ile) İrlanda’nın Başkenti Dublin’den 5 Eylül 2024'te yola çıkan Johnny Coyne ve Liam Cotter, denizler, nehirler boyunca ‘dünyada ilk kez’ unvanıyla anılacak bir maceraya atıldı. Her macerada olduğu gibi yollarına türlü türlü engeller çıktı; kayakları 350 kilometre boyunca nehirler yerine karadan götürmek zorunda kaldılar; Cotter sakatlanıp geri döndü. Bu kötü sürprizlere rağmen Kayakla Dublin’den İstanbul’a projesi son hızıyla devam ediyor. Kayakçılar, her şey yolunda giderse nisan ayında Türkiye sularına giriş yapmayı planlıyor.   
Yazı: Ayşegül Bakış 
 
 
Kayakla Dublin’den İstanbul’a gitmek, 3.000 mil kat etmek, 16 ülkeyi geçmek... Bu çılgın proje bu hedefle başladı. Röportajı yaptığımız sırada Avusturya’da olan ekibin rotasında Macaristan, Slovakya, Hırvatistan, Sırbistan, Romanya, Bulgaristan ve son olarak da Türkiye vardı. 
Eylül ayında önce İrlanda Denizi’ni ardından Manş Kanalı’nı aşan kayakçıların beklemedikleri en büyük engel, Fransız kanallarında karşılarına çıktı. İki-üç hafta izinsiz kürekledikleri kanaldan bir gün ‘izin almaları gerektiği’ söylenerek atıldılar. Tam gereken izni almışlardı ki bu kez de nehrin seyredecekleri kısmı donmuştu. Sonunda kayaklarına tekerlekleri takıp kendilerini Almanya’nın Kara Orman yollarına vurdular. Tüm aksiliklere rağmen uzatılan yardım elleri, sponsordan gelen drysuit’ler yol boyu içlerini ısıttı. Gerisini Johnny Coyne’den dinleyelim...
 
Öncelikle bu yolculuğa nasıl çıktınız?
Arkadaşım Liam ile 5 Eylül’de bu yolculuğa Dublin’den başladık ve İstanbul’a ulaşmayı hedefliyoruz. Bir yandan da kanserli çocuklar için bir tedavi merkezi olan Daisy Lodge’daki Cancer Fund for Children adına para topluyoruz. Bu yolculuk dünyada bir ilk! Daha önce kimse İrlanda’dan İstanbul’a kadar kayakla gitmedi ve evet çok zorlu bir seyahat. Liam iki hafta önce düştü ve sakatlandı. O günden beri onsuz devam ediyoruz. Bir süre sonra bisikletle bize katılmayı hedefliyor. 
 
Bu yolculuk öncesinde de birçok maceranız olmuş. Bu maceralar hayatınızı nasıl şekillendirdi?
16 yaşındayken ergenlik çağındaki sorunlu gençler için bir macera programına katıldım. O dönemde bu program benim için kaçış gibi bir şeydi. Böyle başladıysa da ardından bu tip etkinlikler yapmayı sürdürdüm. 18 yaşında birkaç ay tek başıma seyahat ettim. Sonrasında açık hava eğitim programlarından birine iki yıl devam ettim. Ve bisiklet ile uzun etaplar yapmaya başladım. İrlanda’dan Portekiz’e gittim. Nepal’de trekking, Kanada’dan Kosta Rika’ya bisiklet etabı vb. Aslında maceralar hayatım haline geldi diyebilirim. 
 
Bu yolculuğu kanserli çocuklar için yapmayı seçmenizin ardındaki sebep neydi?
İrlanda’nın ikinci büyük gölünün kıyısında yaşıyorum. Cancer Fund for Children burada bir merkez kuruyor. İyileştikten sonra çocukların aileleriyle kalabilecekleri bir yer olacak. Yaşadığım yerde olduğu için bunun adına para toplamak anlamlı geldi. 
 
Bu yolculuğun finiş noktası neden İstanbul?
Sizin de söylediğiniz gibi daha önce de birçok seyahate çıktım. Ancak bu sefer tamamen farklı, kimsenin yapmadığı bir şeyi başarmak istedim. Bu yüzden Avrupa’dan Asya’ya kadar kayakla gitme fikri çok hoşuma gitti. İstanbul, teknik olarak Asya’nın başlangıcı sayıldığı için rota, Dublin’den İstanbul’a çizilmiş oldu. İrlanda Denizi ve Manş Kanalı yolun en önemli iki bölümünü oluşturuyordu. 
 
Hava şartları yüzünden bayağı zorlanıyorsunuz. Neden bu maceraya kışın atıldınız?
Yaz döneminde bir kayak merkezi işletiyorum. Dolayısıyla kış benim için sezon dışı oluyor. Biraz da bunun zorlayıcı bir yanı olmasını tercih ettim diyebilirim.
 
 
Nasıl hazırlandınız?
Altı ay önceden plan yapmaya başladık. Her gün kayakla çıktık. Spor salonunda antrenman yaptık. Bunun yanında sponsor bulmak için çalıştık. Ergenlik döneminde katıldığım eğitim programının bu yolculuktan haberi olmuş. Onlar ekipman masraflarımızı karşıladı. Birkaç da sponsor bulunca yola çıkmaya hazırdık. Ama dürüst olmak gerekirse her şeyi planlamadık. Bu tip yolculuklarda plana uymanız çok zordur, her zaman engeller çıkar, duruma göre değişiklikler yapabilmelisiniz. Bu yüzden de fazla planlama yapmak çok da anlamlı değildir. Ama sizin de Instagram’da takip ettiğiniz gibi bir çekim ekibi ayda bir geliyor. O dönemlerde daha organize olmamız gerekiyor. Bunun dışında genelde akışına bırakıyoruz. 
 
Yolculuğun sonunda bir belgesel yapmayı ya da kitap yazmayı düşünüyor musunuz?
İkisini de düşünüyorum. Belgeselimizin televizyonda da yayınlanması söz konusu. İlkinden başlayarak yolculuklarım hakkında bir kitap da yazacağım. Uzun süre önce alkolü ve uyuşturucuyu bıraktım. Bu maceralar doğru yolda kalmamı, beladan uzak durmamı sağladı. Kitabımın sadece maceralar için değil aynı zamanda alkol ve uyuşturucudan uzak bir hayat için de gençlere ilham kaynağı olmasını istiyorum.
 
Kayağınızın içindeki ekipman hakkında bilgi verir misiniz?
P&H Valkyrie kayaklarımız var. GPS, telsiz, çadırımız, uyku tulumlarımız her şey kayaklarımızda. Kuru gıdalar, pişirme ekipmanı vb... Arada bir bozulanların yerine yenilerini alıyoruz. Seyahat sırasında hasar aldığı için Liam’ın kayağını değiştirdik. Deniz geçişi sırasında kayağı su almaya başlamıştı, firma onu yenisiyle değiştirdi. Arkadaşım Ryan (Fallon) birkaç hafta önce Strasbourg’da ekibimize katıldı. Onun yolculuğa başladığı model, bu etaba pek uygun değildi. O da farklı bir modele geçti. 
 
Bu zamana kadar denize ya da nehre neler düşürdünüz?
Yepyeni telefonumu düşürdüm sadece... O kadar çok ters dönmedik zaten, iki-üç kere olmuştur en fazla. Deneyimli olduğumuz için tekrar kayakları düzeltmek sorun olmuyor. 
 
 
Kum bankları, nehirlerdeki kilitler, dalgalı denizler ya da yoğun gemi trafiği… Yolculuğun hangi kısmı sizin için en zor olanıydı?
En başından beri zorluydu. Her seferinde en zorunu atlattık diye düşünürken daha da zorlaşıyor. (Gülüyoruz) Denizdeyken gerçekten korkutucu olabiliyor. Çünkü her şey ters gidebilir, tahmin edilemez bir ortam. Altı saatlik Manş Kanalı geçişi bizim 12 saatimizi aldı. Telsizimiz bozuldu, hava değişti, rüzgâr arttı, dalgalar büyüdü... Özetle zordu. Yolculuğun başka bir mücadelesi ise kayaklarımızı 350 kilometre boyunca Fransa’dan Almanya’ya taşımaktı. 
 
Bu zorunlu kayak taşıma, programınızı ne kadar bozdu?
Normalde şubat ayında bu yolculuğu bitirmiş olmamız gerekiyordu ama artık nisan sonuna kaydı. Yedi ay sürecek bu mücadele hayatımızın macerasına dönüştü. Finişi görmek için durmadan devam etmekten ve yılmamaktan dolayı mutluyuz. 
 
Kayağınızın önünde taşıdığınız maskotunuz Grumble’ın bir hikâyesi var mı?
Liam ve benim videolarımı yeterince izlediyseniz durmadan aptal şakalar yapmayı sevdiğimizi fark etmişsinizdir. Yine böyle bir şaka sonunda iddiayı kaybeden ilk oğluna ‘Raisin’ (kuru üzüm) adını verecekti. Liam iddiayı kaybetti. Sonunda oğluna bu ismi vermek zorunda kalmasın diye ona bir oyuncak ayı hediye ettim. 
 
Bu yolculuk kişiliğinizi ve arkadaşlığınızı nasıl etkiledi?
Güzel bir soru. Her yolculuk dayanıklılığınızı biraz daha geliştirmenizi sağlar. Bir maceraya atıldıysanız işler her zaman mükemmel gitmez ve zaten asıl macera yanlış gidenlere uyum sağlamaktır. Bunlardan fazla etkilenmemeyi başarmaktır. Ben buna bayağı alışkınım ama Liam’ın yolun başından bu yana çok fazla değiştiğini söyleyebilirim. Bu onun ilk büyük yolculuğu. Başlarda daha çabuk sinirleniyordu. İlerledikçe o da daha dayanıklı ve kararlı hale geldi. Belinden sakatlandığında bırakabilirdi ama devam etti. Ne olursa olsun finiş çizgisini görmek istiyor. Bundan dolayı onunla gurur duyuyorum.  Arkadaşlığımıza gelince, Liam ile bütün yaz beraber çalışıyoruz, antrenman yapıyoruz, kamp yapıyoruz, kayakla çıkıyoruz... Birbirimizle vakit geçirmeye alışkınız ancak böyle bir seyahatte birbirinizden rahatsız olduğunuz anlar oluyor tabii. Bunları aşmayı öğrendik ve bunun arkadaşlığımız güçlendirdiğini söyleyebilirim. Bundan sonra yıllarca konuşacağımız, çocuklarımıza anlatacağımız anılarımız olacak. Döndüğümüzde de kaldığımız yerden aynı şekilde yaşamaya devam edeceğimizden eminim. 
 
Yolculuktan öğrendiğiniz en önemli ders neydi?
Birçok ders aldık. Ama her şey bittikten sonra bunları daha iyi anlayacağımı düşünüyorum. Şu anda rotanın yarısındayız, her gün yeni şeyler oluyor. Durumlar zorlaşabilir, mücadeleyi bırakmamak, sorunları aşmak, arızaları çözmek zorundayız. İşler kötü gidebilir ama bir anda iyileşebilir de.... Sonunda işlerin yoluna gireceğine inanmalısınız. Bütün maceralarımdan öğrendiğim buydu. İnsanlara, dünyaya, nerede olmam gerekiyorsa evrenin beni oraya götüreceğine inanıyorum. Zamanlaması doğru değilse de her şeyin bir nedeni vardır. Doğru şeyi yapıyorsanız, doğru zamanda doğru yerdesiniz demektir. 
 
Yolun en güzel, keyifli kısımları neresiydi?
Her günün keyifli anları var. Tuna Nehri’ne ulaştığımızdan beri işler biraz daha kolaylaştı. Şimdilik akıntı yönünde ilerliyoruz, her gün kürek çekiyoruz. Daha az kilit, daha az dalga, daha çok keyif… Şimdi Karadeniz’e doğru ilerliyoruz. Oraya kadar daha az sorunumuz olacak gibi görünüyor. 
 
Karadeniz’de de zorlu koşullarla karşılaşabilirsiniz...
Karadeniz zorlu olacak eminiz. Yolun en uzun deniz geçişlerini yaptık ama Karadeniz de tahmin edilmesi zor bir etap. Türkiye’ye nasıl giriş yapacağız onu da çözmeliyiz elbette. Karadan giriş yapamayacağımız için henüz nasıl olacak bilemiyoruz. 
 
Ne zaman bitmesini planlıyorsunuz?
20 Nisan ile 30 Nisan arası olacağını öngörüyoruz. Tam bir gün vermek mümkün değil ama bu 10 gün aralığında olacaktır. 
 
* Kayakçıların maceralarını johnnybegood.1 Instagram hesabından takip edebilirsiniz.