Boynuz kulağı geçmiş
Atlantico, her ne kadar yardımcı tekne olarak üretilse de ‘Büyük Patronu’ Atlante’den daha hızlı ve çevik.
Üzerindeki yenilikçi çözümler de onu bir yıldıza dönüştürüyor. Gelin, Alia Yachts’ın yeni suya indirdiği Atlantico’yu yakından tanıyalım.
Süperyatlara yol arkadaşı olarak üretilen yardımcı tekneler hiç kuşkusuz endüstrimizin yeni oyun alanı. Her ne kadar büyüklerine yardımcı olmak üzere tasarlansalar da her türlü yeniliğin denendiği bu teknelerin her biri kendi başına yıldız adeta. Antalya’daki Alia Yachts’ın suya indirdiği son teknesi Atlantico da bunlardan biri. 2008’de Gökhan Çelik tarafından kurulan Alia Yachts, özellikle alüminyum yatların üretimi konusunda uzman. Antalya’da bulunan 16.000 metrekarelik tesisinde bugüne kadar Samurai (60 metre), Rüya (41 metre), Aliyoni (36 metre), Virgin Del Mar VI (31 metre), Patea (29 metre) ve NB 47 (47 metre) isimli süperyatları üreten tersane eserlerine son olarak yardımcı tekne Atlantico’yu da ekledi. 27 metre boyundaki Atlantico, 55 metre boyundaki ‘patronu’ Atlante’nin destek teknesi. Yani Atlante’nin rotası neyse Atlantico’nunki de o olacak. Atlantico, her ne kadar bir destek teknesi olsa da konuklarına süperyat hissi yaşattığı; görünüm, kalite ve işlevselliğiyle büyük patronunu tam olarak tamamlamayı başardığı belirtiliyor. Atlantico, dış görünümüyle Atlante’nin bir yansıması. İtalyan tersanesi CRN üretimi olan Atlante, keşif tipi agresif bir süperyat. Her ikisinin de sahibi, yardımcı tekne Atlantico’nun siparişini verirken Atlante’yle aynı kapasite ve özelliklere sahip olmasını istemiş. Nitekim benzerlik hem iç hem de dış tasarımda göze çarpıyor. Atlantico’nun alüminyum gövdesi Atlante’nin metalik grisinin birkaç ton daha açığı renge sahip. Pencereleri de yine Atlante gibi dairesel çizgilerle tasarlanmış. Kaptan köşkünün üstünden yükselen askeri gemi görünümlü direk de yine Atlante’nin bir yansıması. Hafif kalafatlanmış tikleri, açık renk koltuklar ve dümen alanındaki parlak pürüzsüz sütunlar da büyük patronundan esinlenerek ortaya çıkarılmış.
Kanatlarla Genişleyen Gövde
Gelelim Atlantico’nun alametifarikasına. 27 metre boyuyla bir süperyatla karşılaştırıldığında biraz küçük (!). Ancak genişliğiyle göz kamaştırıyor. Atlantico, 8,35 metrelik eniyle herhangi bir motoryattan çok daha geniş. Hazırlanın şimdi esas özelliğine geliyoruz! Atlantico’nun kıç bölümü farklı bir özelliğe sahip. Kıç bölümünün iki yanında, yanlara doğru açılan kanatlar bulunuyor. Ve bu kanatlar açıldığında genişlik 10,3 metreye ulaşıyor. Açılan kıç bölümü uzatılmış yüzme platformuyla birleştiğinde inanılmaz genişlikte bir beach house ortaya çıkıyor. Bu arada yüzme platformu benzerlerinin aksine hemen su yüzeyinin üstünde değil, deniz seviyesinden 1,5 metre yükseklikte konumlandırılmış. Bu da, tekne demirdeyken herhangi bir dalga halinde platformun suya çarparak etrafa su sıçratmasını engelliyor. Atlantico’nun bir diğer farklı yanı, yan yürüme yollarının bulunmaması. Bu sayede iç mekan benzerlerinden çok daha geniş. Atlantico’nun, minimalist açık plan olarak tasarlanmış iç mekanları da Atlante’den izler taşıyor. Salonun en büyük özelliği hiçbir mobilyanın sabitlenmemiş olması. Böylece tekne sahibi iç mekan yerleşimini istediği zaman istediği şekle dönüştürebiliyor. Salondaki havalı ve konforlu konsept kamaralarda da devam ediyor. İki adet geniş misafir kamarasındaki pürüzsüz beyaz duvarlar, bol bol kullanılan koyu renkli ahşap mobilyalarla kontrast oluşturmuş. İç mekanlardaki bazı ayrıntılar ise göz kamaştırıcı. Ahşap panellerin arkasına mozaik gibi yerleştirilmiş çok katmanlı saklama alanları, kolaylıkla açılan kapaklarıyla bu ayrıntıların en iyi örneklerden biri. Atlantico geniş mutfağı ve iki adet kamarasıyla mürettebata da rahat çalışma olanağı sunuyor.
Devriye Teknesi Örnek Alındı
Atlantico’nun iç ve dış tasarımını gerçekleştiren 47 yaşındaki İtalyan tasarımcı Stefano Pastrovich, uzun süren araştırma ve geliştirme çalışmalarının bir sonucu olan Atlantico’yu ortaya çıkarırken “Hangi yat tasarımı modern sahiplerin ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayabilir?” sorusuna yanıt aradıklarını söylüyor. Atlantico’nun deniz mimarlığını ise Londra merkezli Lateral Naval Architect üstlenmiş. Son derece karmaşık bir proje olan Atlantico Lateral’in deniz mimarisindeki yeteneği ve Alia Yachts’ın tekne üretimindeki deneyim ve bilgisinin birleşimiyle ortaya çıkmış. Bugüne kadar birçok süperyat projesine imza atan Lateral Naval Architects’ten Gary Rossall, Atlantico’nun gövdesini daha önce tasarladıkları bir devriye teknesini örnek alarak oluşturduklarını ve dolayısıyla sağlamlığı ve güvenilirliğinin halihazırda kanıtlanmış olduğunu belirtiyor. Rossall, projenin en zorlayıcı kısmının da sağlamlığıyla ön plana çıkan bir teknenin farklı roldeki bir modele uyarlanması olduğunu kaydediyor. Alia Yachts Genel Müdürü Gökhan Çelik ise ‘bir yardımcı tekneden çok daha ötesi’ diye tanımladığı Atlantico’yu şu üç kelimeyle özetliyor: Cesur, erkeksi ve hızlı. Yüksek hıza ulaşması hedeflenen teknenin eni bu amaçla geniş tasarlandı. 8,35 metrelik genişliğe üç adet Volvo Penta IPS 1350 motor eklenince Atlantico 30 knot en yüksek hıza ulaşmayı başardı. Bu da Atlantico’nun boyuna rağmen plane etmesini sağladı. Ayrıca bu özellikleriyle en sert denizlerde dahi güvenli ve sağlam seyirler gerçekleştirebilen bir tekne oldu. Geniş gövdenin sağladığı dengeye iki adet Seakeeper 26 gyro stabilizatör de eklenince Atlantico, en dalgalı denizde dahi hiç sallanmadan durabilmeyi başardı. Tüm bu özellikleri sayesinde Atlantico, büyük patronundan daha hızlı ve agresif bir tekne oldu.
Mutlu son
Gökhan Çelik’in, ulaşılması zor adaları ve sığ suları rahatlıkla keşfetmeyi sağlayacak havalı bir hafta sonu teknesi olarak tanımladığı Atlantico, normal seyir hızıyla 600 deniz mili menzile sahip. Çelik eserleri için “Sahibinin benzersiz vizyonunu ve kusursuz zevkini yansıtan çok benzersiz bir tekne inşa ettik. Bu projeyi kaliteden ödün vermeden ve istenen performans seviyeleri dahilinde hayata geçirmek, projeye dahil olan herkes için gerçek bir meydan okumaydı. Son derece karmaşık 50 metre üstü süperyatlar inşa ederek edindiğimiz deneyim olmasaydı bunu başaramazdık” diyor. Atlante ve Atlantico’nun sahibi ise en baştan beri hedeflerinin ihtiyaçlarını tam olarak karşılayabilecek yenilikçi ve benzersiz bir şey yaratmak olduğunu söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Bağımsız olarak da kullanılabilen hızlı ve rahat bir yardımcı tekne istiyorduk. Katılanların sıkı iş birliği sayesinde, kalite stil, yenilikçilik ve performanstan ödün vermeden açık plana sahip bir tekne ortaya çıktı. Atlantico bizim için mükemmel bir seçim oldu. Alia, projenin gerçekleştirilmesinde ve inşasında çok önemliydi. Ayrıntılara gösterilen özen ve kalite beklentilerimizi aştı.”