Bavaria C50
Bavaria C50’deki yenilikçi çözümler, tekneyi o kadar rahat kullanılabilir hale getirmiş ki yelkenin zaman zaman içerisinde barındırdığı stres unsurunu çıkarıp atmış.
Bu yazı Naviga'nın Haziran 2018 sayısında yayınlanmıştır.
Yazı: Şule Kaya
19 Mayıs Cumartesi... Tekne testi yapmak için son derece tuhaf bir hava hakim İzmir’de. Sıcak, basık ve lodos. Test mekanımız Port Alaçatı Marina, başrol oyuncumuz ise Bavaria’nın yeni C serisinin -bana göre- en havalısı C50. Bavaria’nın Türkiye temsilcisi Gena Yatçılık’ın patronları Gül ve Taner Gümüş çifti, 1,5 yıl önce aile şirketlerine hızlı giriş yapan oğulları Denizcan Gümüş ve satış temsilcisi Aleks Kalenderoğlu ile karşılıyor beni. Biraz sohbetten sonra rüzgârın artacağı ümidiyle test teknemiz Bavaria C50’nin bulunduğu pontona doğru ilerliyoruz.
İpek isimli tekneye adım atmadan önce kısaca Bavaria’nın C serisinden bahsetmek isterim. Denizcan Gümüş, 2018’in başında sunulan C serisinin ortaya çıkış sebebinin yelkencilerin artık daha fazla konfora yönelmesi olduğunu söylüyor. Bu bağlamda akıllı uygulamaların entegre olduğu C serisi, ofis hayatını dahi tekneye taşımayı amaçlıyor. Gümüş, seriyi diğer teknelerden ayıran özelliklerin belli başlılarını şöyle sıralıyor: Bağlanabilirlik (connectivity), teras konsepti, kokpit konforu, aydınlık iç mekan ile Vacutech ve Modutech teknolojileri. Bu özelliklerin ayrıntılarını ilerleyen satırlarda bulabilirsiniz.
C50 üç farklı versiyondan oluşuyor Holiday, Style ve Ambition. Daha fazla kamaraya sahip Holiday, tatil için kiralama amaçlı olarak tasarlanmış. Tekne sahiplerine yönelik tarz, konfor ve lüks sunuyor. Daha uzun direk, daha derin salma ve dümen palası olan ‘ambition’ ise tam bir performans-gezi modeli. Bizim bugün seyir yapacağımız tekne Style versiyonu.
Bavaria C50’nin havuzluğuna girer girmez gözüme ilk olarak genişliği ve karşılıklı oturma grubundaki, konfora yönelik yenilikçi çözüm çarpıyor. Kokpitteki oturma gruplarının ayrı ayrı yemek masası bulunuyor. Bu masalar istenirse birleşiyor ve 10 kişiyi ağırlayabiliyor. İstenirse ayrı ayrı kullanılıyor ve gerektiğinde oturma grubuyla aynı seviyeye getirilerek güneşlenme minderi ve dolayısıyla yatak haline getiriliyor. Böylece kokpitte iki adet ikişer kişilik yatak oluşuyor. Üstelik aradaki geçiş yolu kapanmadan. Bavaria C50’nin bir guletinki kadar geniş tik güvertesinde ve pruvasında da güneşlenme minderleri yer alıyor. Üstelik ayağa takılacak, dolanacak hiçbir şey yok, tertemiz. Bizim bindiğimiz teknede sadece cenova arabası bulunuyor. Ancak araba opsiyon olarak sunuluyor. Pruvadan kokpite yürüyüş son derece rahat ve güvenli.
Derli toplu havuzluk
Güverte iki kattan (two step deck) oluşuyor. Denizcan Gümüş, bu tasarımın aslında daha büyük yelkenlilerde kullanıldığını belirtiyor. Bu sayede kat arasına açılan pencereler, salondan denize 360 derece görüş açısı sağlıyor ve salonu daha aydınlık kılıyor. Aynı zamanda içerinin tavan yüksekliğinin 2,14 metreye ulaşmasını sağlarken camların yarattığı siyah çizgi tekneye spor bir görünüm kazandırıyor.
Havuzlukta dikkat çeken bir özellik de tek bir halat yayıntısının dahi bulunmaması. Bunun sebebi tüm halatların iskele ve sancaktaki tünellerin içinden geçerek dümen alanına ulaşması. Tümü kokpitte toplanmış düğmelerle kontrol edilebilen kendinden tramolalı sistemi, sarma ana yelkeni, bow thruster’ı, ucu tünel aracılığıyla dümene alanına ulaşan halatları, vinçleri ve çift dümeniyle Bavaria C50, tek bir kişinin bu alandan hiç ayrılmadan rahatlıkla kontrol edebileceği bir tekne. Tüm bunların birleşimi yelkeni stresten çıkarıp gerçek bir keyfe dönüştürüyor.
Havuzluğun bir güzelliği wet bar. İstenirse barbekü de ilave edilebiliyor. Üzerindeki kapağı kaldırdığınız an havuzluk adeta bir parti alanına dönüşüyor. Barbekünün bulunduğu platform Holiday versiyonunda seçenekli, Ambition’da ise bu uygulama yok.
Bavaria C50’nin, sınıfının en büyük yüzme platformuna sahip olduğu belirtiliyor. Bu yüzden yüzme platformu bu modelde artık ‘teras’ olarak anılıyor. Platform uzaktan kumanda ya da dümen alanındaki düğme aracılığıyla indirildiğinde 2,3 metre boyunda botu alabilen garaj da açılıyor. Önemli bir notu buraya ekleyelim, bot garajı C50’nin üç versiyonunda da bulunuyor.
Dümen alanında kaptanın hayatını fazlasıyla kolaylaştıran dikkat çekici bir özellik daha var: Dijital anahtar sistemi. Kısa süre önce B&G’nin satın aldığı NaviOP firması tarafından üretilen ve bugüne kadar süperyatlarda kullanılan bu sistem ilk kez Bavaria’nın C serisine entegre edilmiş. Şu anda sadece Bavaria’ya özel olarak sunuluyor. Sistemin güzelliğine gelince... Her iki dümenin hemen önünde ve salondaki harita masasının yanında bulunan ekranda teknedeki tüm sistem dokunmatik olarak kontrol edilebiliyor. Akü ve tankların doluluk oranı buradan izlenebiliyor, gerektiğinde tanklar boşaltılabiliyor, sintine pompası çalıştırılabiliyor, ışıklar açılıp kapanabiliyor. Tüm bunların hepsi ekranın üzerindeki dokunmatik düğmeler aracılığıyla gerçekleşiyor. Birkaç örnekle konuyu biraz daha açıklayalım. Örneğin; demirleme moduna (anchor mode) tıkladığınızda demir ışıkları otomatik olarak yanıyor ya da teknenin sigorta fazlarından birinde arıza oluştu. Ekranda bir uyarı ışığı beliriyor ve üzerine tıkladığınızda size hem sigortanın yerini hem de arızanın hangi fazda meydana geldiğini gösteriyor, kendi kendine teşhisi koyabiliyor. Size sadece bozuk olan fazı yenisiyle değiştirmek kalıyor. Ayrıca tüm alarm geçmişleri de hafızada kaydedilebiliyor. İster son 12 saatlik ister daha fazla. Siz ne kadar süreye ayarlarsanız... Bu ekrandan navigasyon masasının yanında da bulunuyor. Taner Gümüş bu sistemin ilk kez Bavaria’larla, seri üretim teknelerde kullanıldığını söylüyor.
Aslında henüz işin en güzel yanına gelmedik. Tüm bu ekran, akıllı telefonunuza indirdiğiniz uygulama sayesinde uzaktan da kontrol edilebiliyor. Taner Gümüş tam burada çok ilginç bir noktaya değiniyor: “Teknik konulardan çok hoşlanmayan bir müşterimiz olursa onun şifresini alıyoruz. Böylece bir sorun yaşadığında bizi arıyor, biz de bulunduğumuz yerden soruna müdahale edebiliyoruz. Dünyanın neresinde olursa olsun önemli değil, internetin olması yeterli. Bir de genelde bu tip cihazlar, arıza yaptığında haliyle sıkıntı yaratır. Bu modelde ona çözüm olarak manuel seçeneği de var. Eskiden manueli bulunmazdı.”
Konforlu kamaralar
Teknenin içine son derece güvenli basamaklarla iniliyor. Tutunma barları kahverengi deriyle kaplı. Bu, Ambition serisinde karbon, Holiday’de ise maun. Merdivenlerden inince mutfak iskelede kalıyor. L şeklindeki mutfakta mikrodalga fırın, bulaşık makinesi, çekmeceli bir buzdolabı ve yine hemen altında buzluk bulunuyor. İstenirse 110 litrelik gömme bir buzdolabı daha ilave edilebiliyor. İskele ve sancakta iki kamara var. Her ikisi de çok geniş, ayak ucu daralmıyor. İskeledeki kamarada, yatağın yanında iki basamakla çıkılabilen bir yürüme yolu da bulunuyor. Bu kamara duş ve tuvaleti bir arada banyoya sahip. Sancaktaki kamaranın banyosunda ise duş ve tuvalet ayrılmış. Bu banyonun salona açılan bir kapısı da var. Her iki kamara da ikişer adet açılabilen pencereye sahip. Seçenekli olarak sunulan okuma lambalarının altında da USB girişi bulunuyor.
Salonda karşılıklı oturma grubu var. Gövdedeki geniş camlar iskele ve sancak kontralarda suya gömüldüğünde denizin içine girmiş gibi hissediyorsunuz. Ana kamarada ada yatak bulunuyor. Kamara girişinin sağında ve solunda konumlandırılan tamamen ayrı duş ve tuvalet büyük bir rahatlık sunuyor. Ana kamara tuvalet aynasıyla da dikkat çekici.
Yeniden havuzluğa çıkıyor ve bu kez performansa bakıyoruz. Bavaria C50 Style versiyonu bir gezi teknesi olmasına rağmen son derece performanslı. Denize açıldığımız ilk dakikalarda hava ortalama 5 knot esiyor, tekne suyun üzerinde yaklaşık 4 knot hızla kayıp gidiyor. Sonra yağmur indiriyor, rüzgâr sertleşiyor. Tekne 10 knot rüzgârda 8,6 knot hıza ulaşıyor. Hatta bir ara rüzgâra 20 derece açıyla giriyoruz ki dümendeki Aleks Kalenderoğlu, bu açının bırakın bu boy tekneyi laserde bile zor görüleceğini söylüyor. Bavaria C50 performanstan da tam not alıyor.
Yenilikçi çözümler
Bavaria’nın üretiminde Modutech ve Vacutech yöntemleri kullanıldı. Bavaria’ya özel Modutech yöntemi geçen yıl METS’te, üretim dalında yenilikçilik kategorisinde ödülü aldı. Bu yöntemde gövde, mobilyalardan ayrı olarak inşa ediliyor. Kabuğun içini metal bir iskelet kaplıyor. Bu metal iskelet sayesinde gövde herhangi bir yerden darbe alırsa yarattığı etki tüm gövdeye eşit bir şekilde yayılıyor. Bağımsız olarak üretilen ve daha sonra içeriye yerleştirilen mobilyalar da diğer teknelerden farklı olarak taşıyıcı rolü üstlenmiyor ve sert seyirlerde ahşaplardan ses çıkmıyor.
Vacutech yönteminde de gövdede polyester değil, daha pahalı ama aynı zamanda daha hafif ve bir kadar dayanıklı vinylester reçine kullanıyor. Kullanılan vakum infüzyon yöntemi ve bu malzeme sayesinde ozmoz riskinin sıfıra indiği belirtiliyor.
Seyir süresince yaptığımız bazı açılar ve hızları
70 dereceden-7,7 knotTWS/6,74 knot SOG (speed over ground)
60 dereceden-8,6 knot TWS/7,7 knot SOG
20 dereceden-10,8 knot TWS/5,08 knot SOG
55 dereceden-8 knot TWS/7,22 knot SOG
80 dereceden-5 knot TWS/4,1 knot SOG
135 dereceden-20,3 knot TWS/8,0 knot SOG
105 dereceden-21,5 knot TWS/9,6 knot SOG
Teknik özellikler
Tam boy: 15 metre
En: 5 metre
Ağırlık: 12 ton
Su kapasitesi: 650 litre
Yakıt kapasitesi: 250 litre
Yelken alanı: 135/147 metrekare
Fiyat: 274.900 euro (standart donanımlı, fabrika önü teslim)